23 Şubat 2016 Salı

Bir İskoçyalı Bir İngiliz Bir de Fransız Kâşif

 


David Livingstone


İskoçyalı kâşif, doktor ve misyoner, 1813’de Blantyre’de (Büyük Britanya) doğdu, 1873’de Chitambo’-da (Rodezya) öldü. Afrika kâşiflerinin en gözü pek olanıdır.


Uygarlığın nimetlerini Afrika’nın en uzak bölgelerine götürmek isteği, Livingstone’u yorulmak bilmez bir kâşif yaptı. En önemli keşfi, şüphesiz, Zambezi çavlanıdır. 1700 metre genişliğindeki Zambezi nehri, 110 metre yükseklikten düşüş yapan bir çavlanla 75 metre genişliğindeki bir boğaza dökülür. Yerlilerin «gürleyen duman« adını verdikleri bu çavlan, kâşifi son derece hayran bıraktı. Ve ona İngiltere kraliçesine saygı ifadesi olarak Victoria çavları adını verdi. Daha sonra o civarda Nyasa gölünü de buldu. Zenci ticaretini önlemek için çok çaba sarfeden Livingstone, 1873 yılında Afrika’da, Nil nehrinin kaynaklarını ararken öldü. Livingstone’un cenazesi Londra’ya götürülerek Westminster katedralinde ülkenin en büyük adamlarının yanına gömüldü. Kâşifin, gezileri ile ilgili birçok eseri vardır.


Stanley, John Rowlands


John Rowlands, Sir Henry Morton Stanley. İngiliz kâşifi ve gazetecisi olan Stanley 1841’de Denbigh’de (Büyük Britanya) doğdu, 1904’te Londra’da öldü.


Afrika kâşiflerinin en büyüklerinden biridir. Cesur gazeteci Stanley, ilginç röportajlar yapmak ümidiyle Afrika’da gezilere girişti. Ünlü gazeteci ve gözü pek kâşif bu iki unvanına yaraşacak bir şekilde olağanüstü serüvenler yaşadı. 1870’de dünya, Livingstone’dan dört yıldan beri haber alamıyordu: Kâşif, Afrika’nın göbeğindeki vahşi ormanlarda kaybolmuştu ama yaşayıp yaşamadığı bilinmiyordu. Büyük bir Amerikan gazetesi kayıp Livingstone’u aramaya gitmesi için Stanley’e ricada bulundu. Stanley aylarca, çalılıklar ve ormanlar aşarak yol aldı.


Ve nihayet 1871 yılının kasım ayında, Tanganika gölünün doğu kıyısında yer alan Ujiji köyünde Livingstone’u buldu. İki kâşifin karşılaşması çok heyecanlı oldu. Stanley “Gözlerime İnanayım mı Mr. Livingstone” dedi. Sonra kâşifler yolculuklarına devam etmek üzere birbirlerinden ayrıldılar.


Rahip Henri Breuil


Fransız prehistoryacısı ve profesörü, 1877’de Mortain’de (Fransa) doğdu, 1961’de Lisle Adam’da (Fransa) öldü. Birçok tarihöncesi mağarasını inceledi.


Tarihöncesi İnsanlarının İçinde yaşadıkları mağaraların duvarlarına yaptıkları resimlere Eski Taş Çağı sanatı adı verilir. Bu mağaraların keşifleriyle en çok İlgilenen bilginlerden biri olan Rahip Breuil, Fransa, İspanya ve Kuzey Afrika’daki yüzlerce mağarada incelemelerde bulundu. Fakat kazma ve küreklerle tilki avlamak için önce basit bir tilki ininin ağzını genişlettiklerini sanan dört gencin 12 aralık 1940’da keşfettikleri Fransa’daki Lascaux mağarasını ziyareti onun için çok büyük bir sürpriz oldu. Çünkü Henri Breuil İçeri girdiğinde mağaranın duvarlarına yapılmış birçok resim gördü ve bunların desenlerini ortaya çıkardı. Breuil, yine bu resimlere dayanarak. Eski Taş Çağı’ndan beri güzel sanatlarda ekoller bulunduğunu tespit etti. İnsanlığın en eski kültürel gelişim çağının sınıflandırılması konusunda esaslar koydu.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder