Bugün Sadrazam daha sabahtan otağlarına çıktılar. Erde Kralı orduyu hümayuna yaklaşmak üzere olduğundan, Eflâk, Buğdan beyleriyle Sadrazamın Delileriyle Gönüllüleri karşılamaya gittiler. Ordugâha yakın bir yerde bir miktar gedikli ve vuşbaşı ve Silâhdar Ağası Ömer Ağa, Kıralı karşıladı. Sadrazamın gönderdiği cins bir atı Saraçbaşı getirdi. At işlemeli bir örtü ve mücevherli bir eğerle şahane şekilde donatılmıştı. Kral hızlı koşan bu ata bindi ve n Sadrazamın otağına doğru yola çıktı. Yaklaştığı sırada divan tercümanı Aleksander de karşılamaya geldi.
Kendisiyle konuştu ve sonra haber ulaştırmak üzere geri döndü. Yarım saat geçtikten sonra Sadrazamın Delileriyle Gönüllüleri geldiler. Arkalarından Eflak ve Buğdan beyleri ile Kral maiyetinin ileri gelenleri bayraklarıyla birlikte gelerek boru trampet sesleri arasında geçtiler. Sonra da Kiralın muhafız birliği Rum töresine uyarak boru, trampet ve davullarıyla çılgınca gürültüler yaparak geldi. Bunların arkasından divan çavuşları, çavuşbaşı, silahtar Ağası ve en sonda da Kiralın kendisi gelmekteydi. Kral otağın giriş yeri önünde attan indi.
Az önce saydıklarımızın önünden sağlı sollu selâmlar vererek geçti ve bir miktar yakın adamıyla birlikte üç direkli çadırdan içeri girdi Sofa kenarında konulmuş olan iskemleye oturdu. Divan tercümanı yanında kalarak törenin ilkelerini öğretmek amacıyla kendisiyle konuştu. Bu sırada içer den Reis Efendi ile Çavuşbaşı kavuk ve kürk giymiş olarak göründüler. Arkalarından kudretli, devletlû başkumandan kallâvi kavuk ve kakım kürkü kaplı sof tan kaftan giymiş olarak içeri girdi. Sağından Kethüda Bey, solundan Yeğen Hüseyin Bey koltuklamalardı.
Sonsuz bir vakar içinde yürüyüp selâm verdi ve makata oturdu. Selâm Ağası selâmına karşılık verdi ve çavuşlar bağrışarak kendisini kutlayıp alkışladılar. Bundan sonra da Krala, kerem sahibi Sadrazamın eteğini öpmek ve huzurunda oturmak şerefi verildi. Ancak Kral, hemen oturmayıp tekrar Sadrazama yaklaştı, yüzünü kaftanın eteğine bastırdı. Sadrazam, kendisini bir defa daha oturmaya davet edince, başını eğip yerine oturdu.
Çeşitli soru ve karşılıklardan sonra Kral yeniden kerem sahibi Sadrazamın yanına varıp eteğini öptü. Bağlılığını göstermesi için düzenlenen törenin bütün gereklerini yerine getirdi. Kahve, şerbet ve çubuk içildikten sonra Kirala sırma işlemeli diba üzerine yarım samur kürk kaplı hilat giydirildi.
Divan tercümanına, Kiralın yakın adamlarından ve ordu kumandanlarından on sekiz kişiye, on sekiz orta derecede, yirmi beş küçük hilat giydirildi. Bunun üzerine Kral tekrar Sadrazamın eteğini öperek gitmek üzere izin istedi. Çavuşbaşıyla çavuşlar önü sıra at sürüp kendisini ordugâhtan çıkardılar ve dış tarafta özel olarak kurulmuş bulunan çadırına götürdüler.
İkindiye doğru Draskovich, Nâdasdy ve Esterhazy Mihâly adlı beyler Sadrazamı ziyaret ettiler. Sorulan sorulara ayakta durarak karşılık verdikten sonra, her birine büyük ve maiyetlerinden altı kişiye küçük, tercümana orta derecede hilat giydirildi.
Erdel Kıralı hediye olarak Sadrazama altı koşumlu bir binek arabası, altın kaplamalı gümüşten yapılmış altı tane kupa arabası, koşumlu eğerli bir binek âtı ve dört tane araba atı gönderdi. Getirenlere orta derecede hilaf giydirilip bahşiş verildi.
Bütün evrenin sahibi Allahın iradesiyle, din düşmanları adadaki ordugâhlarından kaçarcasına çekilip gittiler. Nereye gittikleri öğrenilemedi. Orduyu hümâyûndan ve ırmağın beri yakasındaki sekbanlarla gönüllülerden birçoğu suyu geçip gâvur ordugâhına gittiler. Orda buldukları bir hayli erzakla daha başka çeşit şeyleri alıp getirdiler.
Rumeli kolundaki sipahi serdengeçtilerin bulunduğu yerin altında gâvurlar bir püskürme lağım patlattılar. Ancak birkaç kişi yaralandı. Allahın inayetiyle, İslâm ordusu büyük bir zarara uğramadı ve gazilerin huzuru bozulmadı.
Devletlû Sadrazam akşam namazı kılındıktan sonra tekrar metrisler bölgesini dolaştı ve sonra tabyasına döndü. Vezir Ahmed Paşâ kolunda gâvurların her şeyi tamamlanarak ateşlemeğe hazır bir lağımı keşfedilip bütün barutu boşaltıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder